KORKUTELİ HABERLERİ TÜMÜ
USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

EĞİTİMDE, KAYNAK KİTAP ve BAĞIŞ SORUNU

24-09-2022

EĞİTİMDE, KAYNAK KİTAP ve BAĞIŞ SORUNU

Okullar açılalı bir-iki hafta oldu. Uzun yıllar önceki kitap ve defter kuyruklarına girmiyoruz artık. Falan kitapçıda “fizik”, falan kırtasiyede “Türkçe” kitabı dertlerimiz kalmadı. Devlet okul kitaplarını veriyor, okullarımız da kırtasiyelerle çalışmaktan vazgeçtiler de veliler olarak biraz rahatladık.

Artık daha çeşitli sorunlar var. Kaynak kitap, okullara yapılması istenen bağışlar ve okul malzemelerinin pahalı oluşu gibi. Okul malzemeleri eskisinden daha kaliteli seviyelere geldi. Bu gerçek. Ama kalite ile beraber ev bütçesine az-çok hissedilir bir bütçeye mal oldukları da ayrı bir gerçek. Eve giren yıllık kazancımızı düşündüğümüzde tolere edilebilir bir meblağ gibi görünüyor. Memur çocukları için bir eğitim yardımı olduğunu da hatırlamak gerek.

Velinin çocukları, taşrada veya merkez okullarda okumuyorsa, köyde veya daha sakin mahallelerde eğitim alıyorsa okula yapılan bağış konusunda çok problem gözükmüyor gibi. Ama merkezi yerlerde yaşayan ya da ikametini oralara alıp da çocuğunu daha kaliteli ve puanı yüksek okullarda okutmak isteyen veliler okul idaresince hatırı sayılır bir bağış yapma zorunda kalıyorlar. Belki bağış zorla istenmiyor ama bağış yapmadığı takdirde ortaya konulan manzaranın vehameti karşısında veli kendini mecbur hissediyor.

Kaynak kitap sorunu da en büyük derdimiz sanki. Milli Eğitim bakanımız bürokrat kökenli bir hocamız. Kültür bakanımız gibi piyasadan gelme değil. Eğitimci. Profesör doktor. Eski ÖSYM başkanı. Eğitim hakkında gazetelerde yazılar da yazardı. Bir buçuk senedir görevde. Sınav ve ölçme-değerlendirme konusunda aradığımız isim. Yani konunun uzmanı. Ama Mahmur ÖZER bey de bu kaynak kitap sorununa derman olamadı. Yahu bakan bey çiçeği burnunda. Daha bir yıldır görevde. Biraz bekleyelim ve görelim bakalım, diyenler olabilir. Ama özel okulların yukarılara çektiği ve çekmeye devam ettiği bu kaynak kitap-test skalasının hakkından kim gelecek merak ediyorum. Bu konuda hiç fikrim de yok değil. Çözüm, kaynak kitap derdi olmadan devlet kitaplarıyla yarışa hazırlanmak ve öğrenciyi ta ilk okuldan elemine ederek yüksek öğrenime kazandırmak. Yani çocuğu liseye gelmeden kabiliyetine göre sınıflamak. Bunu okul ve aile ile beraber karar vermek. Bu kurala uymayan/uymak istemeyen öğrenci ve veliyi de sistem içinde ikna ederek eğitimi çıkmazdan yani sıkışmışlıktan kurtarmak. Bu model geçen hafta içinde ziyaret amaçlı gittiğim Alman sistemidir. Yaklaşık yüz yıldır da Almanya’da tıkır tıkır işlemektedir.

Bu hafta illerimizde Valilerimiz ve Milli eğitim müdürlerimiz ve okul aile birliği başkanlarımız ve okul idarecilerimizin katıldığı toplantılar yapıldı. Bürokratlarımızın tümü de bu konulardan rahatsızlar. İstenen bağışlar birilerinin başını epey ağrıtacak. Herkes tabiri caizse kulağının üstüne yatmış. Mevcut durumu ve rahatsızlıkları görmezden geliyor. Parası olup da çocuğunu en iyi yüksek tahsilleri yapması mecburmuş gibi davranan veli profilinden tutun da, okusun bakalım, ben ancak okul masraflarını karşılayabiliyorum deyip çocuğuna pek müdahil olmayan veli profiline kadar malzeme var elimizde.

Her iki veli profili de biziz, kendimiziz. Eğitim çok önemli bir parça olmasına rağmen hayatın hepsi değil. Çocuklarımızın eğitimden başka askerlik, evlilik, geçim ve nasip sıkıntıları da olacak. Dışarıdan bakıldığında, “her şeyi ben biliyorum ve planlarım, Allah’a inanıyoruz ama Allah bu işlere karışmaz, karışmasın” gibi bir hal içerisinde olmak, çok da çözüm odaklı bir tutum değil. Hayata veda eden akrabalarımıza bir bakalım hele. Eğitimli de var. Örgün eğitim almamışlar da. Yani eğitim her şeyimiz değil. Hayatımızın sadece bir parçası. İlim peşinde koşalım ama hayatımızın diğer dilimlerini de ihmal etmeyelim.

Kalın sağlıcakla… 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?