- Dünya üzerinde pek benzeri görülmemiş felaket, ülke olarak bize denk düştü. Zira deprem kuşağındayız. Bu felaketi bu kadar büyük hissetmememiz gerekiyordu. Kusurlarımız var. İhmallerimiz var. Ölen canlarımız var. Başımıza yıkılan mekanlarımız var. Alınacak derslerimiz var. Sorulacak sorularımız var. Beklediğimiz cevaplar var. Kader noktasında teslimiyetimiz de var. Var oğlu var…
- Tam yüzyıl önce dünya savaşı neticesinde Osmanlının çöküşü ile birlikte yeni bir devlet kurduk. Küllerimizden doğduk. Düşmanları savuşturduk. Kendimizi dünyaya ispat etme derdinde iken, siyasetin şartları gereği iki kutuplu dünya üzerinde (ABD-Rusya) ayakta durmaya çalıştık. Kah Amerikacı olduk, kah Rusyacı. Global dünyada yer bulma, güçlü olma, diri olma derdindeyiz hala.
- İşin siyasi boyutu konumuz değil. Ben, deprem felaketi nedeniyle eğitim ve öğretime ara verilmesi ve uzaktan eğitime geçilmesini değerlendirmek istiyorum.
- Yirmi milyon öğrencimiz var. Bu birçok Avrupa ve dünya ülkesinin nüfuslarından fazla. Eğitimde birçok modeli deneyerek bir yerlere vardık. İyi-kötü bir eleminasyon sistemimiz var. YKS, LGS, Ales, TUS vs. İsimleri gün geçtikçe değişse de sınav herkes için aynı ve eşit. Örgün eğitim eğitimin ana damarı. Okula gidip, öğretmen ile başbaşa ders imkanı. İnsanın doğasına en uygun eğitim şekli. Ama gelişen çağda çok daha farklı eğitim imkanları da doğdu. Onları da biliyor ve kabul ediyoruz. Zira dünya her geçen gün haz ve hız ikileminde dönüp duruyor. Bu kadar telaşa gerek yok. Ama bu konu daha çok siyasileri ve dünya egemenlerini ilgilendiriyor.
- Depremin ardından Milli Eğitim bakanımız, açıklanan OHAL’in arkasından okullara ara verileceğini, üniversitelerin de pandemi sürecinde olduğu gibi uzaktan eğitim göreceklerini açıkladı. Muhalefet hemen ayağa kalktı, “eğitimden elini çek, bırak uzaktan eğitimi, eğitimi baltalama, çocuklarımızı eğitimden mahrum etme” gibilerden açıklama yaptılar.
- İnsana sorarlar: Pandemi sürecinde okullarımız kapalı iken millet olarak eğitim anlamında çok mu geri kaldık? Okullar kapalı iken aldığımız Nobel ödüllerini elimizden mi kaçırdık? Okullar ve üniversiteler kapalı iken, uzaktan eğitim yaparken dünyaya örnek olacak çalışmalarımız geri mi kaldı? Aya gidecektik de uzaktan eğitim mi engel oldu? Üniversiteler kapatılmasaydı dünyadaki il 500 üniversite içine birkaç üniversitemiz mi girecekti? Bütün bu olumsuzluklara MEB Bakanı ve hükümet ve Cumhurbaşkanı mı engel oldu? Yüz yıllık bir geçmişi bulunan bu ülkede son seksen yılda üniversitelerimiz kapanmadı da Oxfordlar, Harwardlar, Cambridgeler mi kurduk ve dünyaya kabul ettirdik???
- Muhalefet ya da kim derse desin, okullar ve üniversitelerimiz belli bir dönem eğitime ara vererek ve uzaktan eğitime geçerse hiçbir şey olmaz inşallah. OSYM seçme sınavlarında ikinci dönem konularını kaldırarak sınavlar yapılınca kıyamet kopmaz. Zira sınav ker öğrenci için eşit ve her öğrenci için aynı olacak. Hem daha az konudan sorumlu olmak bazı öğrencilerde başarıyı daha çok artırmaz mı? Birilerinin çocukları çok soru ile daha başarılı olacak diye, şu zor zamanlarda bulduğumuz kümülatif çözümden vaz mı geçelim?
- MEB Bakanı bu kararları alırken göbek mi atıyordur? Sürecin zorlukları ile uğraşmaktan keyif mi alacaktır? Sadist veya mazoşist biri midir? Dünyadan ve ülkeden haberi yok mudur sayın bakanın, sayın hükumetin??
- Şu anda başımızda bir hükumet var. Bir MEB Bakanı var. Hasbel kadar bulunan çözüme saygı duyalım ve süreci en yararlı bir şekilde geçirmenin çarelerine bakalım. Okullarımızda ve üniversitelerimizde birbirleri ile arkadaş olan kızlarımız ve erkek öğrencilerimiz birbirlerini özleyecek ama ellerinden pek uzakta bırakmadıkları telefonları ile iletişim çağında bunun da pek önemi yok… Sakin olalım. Depremzedeler için dua edelim ve dayanışma içinde olalım… Kalın sağlıcakla…!
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?