KORKUTELİ HABERLERİ TÜMÜ
USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Devletin Borcu

20-01-2023

Hasan Moğol Hocamdan bir mektup var... Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler... Bakalım devlet bu seçim sürecinde borcunu ödeyecek mi... Eskiler der ki, "Allah ile iş yapanın borcu çok olurmuş, devletle iş yapanın alacağı çok olurmuş..." Takdir önce Rabbimin sonra sizin!

Fî tarihinde…
Ulu karlı dağların arkasında, hayaller ülkesinde, diyarlardan bir diyarda halk,
kendisine şefkatli, merhametli, çalışkan, hakka riâyetli, derdine çare bir yönetici
seçmek istemiş...
Halk düşünmüş, taşınmış, gönlüne uygun, derdine merhem, kendilerinden birini
seçmiş…
Ne var ki; ülkenin bir başka diyarında, her şeye müdahale etmeyi aslî vazifesi sayan
cadılar toplanmışlar, kendilerinden saymadıkları yeni yöneticiyi yok edip, cadıların
hizmetçisi birini onun yerine geçirmeye karar vermişler…
Halka, kendilerine inanmaları gerektiği aksi takdirde başlarına kötü şeyler geleceğini
büyüleriyle, cadılık marifetleriyle kabul ettirmişler...
Halk, cadıların kendi seçtiklerinin yerine dayatılan hizmetçisini, yeni yöneticileri
olarak alkışlamışlar… Halka; “gerçek yönetici seçtiğiniz, onun yerine hizmetçimiz ise
yöneticiniz olacak” demişler… Halk, boyun bükmüş… “Kaderimiz” deyip
katlanmışlar…
Aylar sonra, yaptıkları büyük haksızlığı ve hatayı fark eden cadıların muhafızları,
seçilen ama yok saydıkları yöneticiden “kandırıldıklarını” söyleyip, özür dilerler ve
cadıların kararıyla, cadıların hizmetçisini o diyara nasıl yönetici yaptıklarını, halkı
nasıl ikna ettiklerini anlatırlar…
O günlerde zemheri soğuğu, Şubat ayazı ülkeyi kasıp kavurmuş, ayaz yanığı
ellerini, yüzlerini kaplamış…

Masal diyarında olduğu gibi Türkiye’de de, dün ve sonrasında 28 Şubatçılar ve
tetikçileri, her sahada ve her zaman ülkeye ve Türk milletine zarar vermeye
devam ettiler…
28 Şubatçılar marifetiyle yapılanlar; demokrasi, adalet, hak, hukuk kavramının lâf-ı
güzâf olduğunu yaşatarak öğretti…
Hep merak ettim!..
Başkalarının haklarını gasp edenler, çalanlar, çırpanlar; kasıla kasıla, sanki büyük işler
başarmışcasına pişkin pişkin nasıl utanmadan yürüyebilir, nasıl uyuyabilir, çoluk
çocuğuna çaldığı haram ekmeği nasıl yedirebilir!? Kendisinden, ailesinden,
yakınlarından çıkacağını hiç düşünmez mi!?
İnandığını iddia ediyorsa, bu toprağın altında da çetin bir hesaba çekileceğini
akledemez mi !?...
Bu tür insanların her türlü pisliğini bilenlerin de, onların etrafında pervane olması, o
suçları işleyenlerin, onların aynası olması, “nasılsanız öyle yönetilirsiniz” hükmünün
gereğidir muhakkak…
İnsanlar inansa da, inanmasa da, dünyada da, ahiretde de hesap var!...
Hırsıza, uğursuza, namussuza, katile, kötüye gıptayla bakan, iltifat eden, değer veren
bir anlayışın hâkimiyetinin yaygınlaşması, milletleri geleceğini tehlikeye atar…
Gerçi, bazı sosyolojik topluluklarda hırsızlığıyla, çapkınlığıyla, namussuzluğuyla,
kâtilliğiyle övünmenin büyüklük olduğu, şeref gibi kabul edildiği herkesçe
mâlumdur…
Muhakkak her şey düzelecek, belki bugün, belki yarın…
Hak, sahibine teslim edilecek…
Devlet  borcuna sâdık ise: birçok konuda olduğu gibi bir de millete, mazbata borcu,
adalet borcu, hak borcu, borçları var…

Prof. Dr. Hasan Moğol

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?